Ülkemizin tanıtımı konusunda tarihten bir örnek: “Karadeniz Gemisi”

Bugün ülkemizin tanıtımı konusunda ne kadar başarısız olduğumuz aşikâr. M. Kemal'in (1934'den öncesi Atatürk şeklinde bir isimlendirme yanlıştır. Çünkü, M. Kemal henüz soyadını almamıştır.) o günün sınırlı ortamında bile, ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunu gösteriyor bize Karadeniz Gemisi.

Gelin bu geminin hikayesine bir göz atalım:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında yeni Türkiye'yi dünyaya tanıtacak bir proje yapılmasını gündeme getirdi. Mecliste 1 yıl süreyle tartışılıp rafa kaldırılan konu, Atatürk'ün vizyonunu anlayan Dışişleri Bakanı Ali Cenani Bey'in önerisi ve çabalarıyla hayat buldu. Türkiye Cumhuriyeti kendini, bir gemi dolusu insan, çeşitli ürünler, daha da önemlisi çağdaş bir duruşla tanıtacaktı. 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul'dan demir alan Karadeniz, 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti. 86 günde 10.000 mil yol alıp yüzbinlerce insanla karşılaşan gemi, hareketinden 3 ay sonra, 5 Eylül 1926 Pazar günü İstanbul'a döndü.



* 4.731 gros tonluk Karadeniz gemisi, Avrupa yolculuğu öncesinde Haliç'e alınarak 3 ay boyunca bakım ve onarımdan geçti. Sefer kabiliyetini artırmak amacıyla her yeri elden geçirilen gemide, teksimatı Mimar Asım Bey tarafından yapılan satış ve numune daireleri oluşturuldu.
* Satış dairesine tekel ürünleri, İş Bankası şubesi, Kütahya Çinileri, halılar, Hacı Bekir lokumları, kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler, yerli bezler ve işlemeler, sanayi nefise meşheri ve antikalar yerleştirildi. * * * Numune dairesinde ise hububat, tıbbi ilaç, ahşap ve deri mamülleri, Beykoz fabrikası ürünleri, madenler, Bursa ve Hereke kumaşları teşhir edildi.
Geminin sigara salonu, istihbarat bürosu olarak ayrıldı. Kışlık bahçesine TCDD'nin reklamları kondu.
* Seferde, bir süvari, bir 2. kaptan, üç 3. kaptan, 7 güverte zabiti kaptan, bir doktor, 2 telsiz memuru ve 7 makine zabiti görev aldı.
* Kamaralarda çalışacaklar, güverte ve makina görevlileriyle birlikte toplam 125 kişilik bir kadro oluştu.
95 kişilik sergi heyeti ve memurlarının yanı sıra, 47 kişilik Riyaset-i Cumhur Orkestrası, iaşe işleriyle meşgul olan 18 kişi de dahil edildiğinde, sefere toplam 285 kişi katıldı.
* Limanlara giriş-çıkış için 44 kılavuz kaptanın eşlik ettiği Karadeniz gemisinin seferi, 40 gün 16 saati seyir, 16 gün 6 saati limanda olmak üzere toplam 86 gün 22 saat sürdü. 2.778 ton kömür tüketerek 9.986 deniz mili kat eden gemi, 12 Avrupa ülkesinin 16 limanına uğradı.
* Gemide 16 balo düzenlendi, hariçte 36 ziyafete iştirak edildi.
* Sefer masraflarının 600.000 lira olduğu, bütün limanlarda gemiyi ziyaret edenlerin 65.000 kişiye ulaştığı tahmin ediliyor.

Şimdi biraz düşünelim:

Bu kadar çok modern iletişim aracının bulunduğu günümüzde ülkemizin tanıtımı için neler yapabildik. Ülke tanıtımını sadece "deniz turizmi" olarak algılayan bir zihniyet sürüyor sanki. 600 yıllık büyük bir imparatorluğun mirası ve dünyanın ilk yerleşim yerlerine sahip bu ülkenin bir tarih turizmi politikası bile yok. Ülke mirası geçmişte "British Museum, Louvre Müzesi, Berlin Müzesi" gibi yerlere taşınırken bugün de barajlar altında kalıyor. Ama, siyasal erkler barajlardan elde edilebilecek gelirle turizmden elde edebilecek geliri bile kıyaslayamayacak kadar az iktisat bilgisine ve dar bir vizyona sahip gibiler. Dünyanın hayran kaldığı/kalacağı geniş kültürel mirasa sahip ülkemizin kıymetini bilmek gerekir. Bir tarih öğretmeni olarak gezdiğim şehirlerdeki tarihi eserlerin halini gördükçe harap oluyorum. Bir tarihi eser ya da yöresel kültür ögesi, yurt dışındaki dergi ya da gazetelerde çıkınca kıymete biniyor. Sanki bu değerlerin kıymetini bilmek için her zaman dünyada bir yerde yayınlanması gerekiyor. Örneğin Çanakkale… Daha 30 yıl öncesine kadar, unutulmuş bir araziydi. Avustralya ve Yeni Zelanda halkları, atalarını ziyarete gelince kıymete bindi. Çevre düzenlemeleri yapıldı.

Hiç kusura bakmayalım dostlar, batı medeniyeti tarihimizi yüzyıllardır bizden daha iyi biliyor, öyle de devam edecek görünüyor.

Tarihi mirası bu kadar sorumsuzca yok olmaya terk eden zihniyete selam olsun.

Yorum sizindir...

Üzeyir KADIOĞLU

Kaynak: "Karadeniz: Seyr-i Türkiye" belgeseli, 2007, NTV

...

Bu yazı " Milliyet Blog , Guncelegitim.com , Egitiriz.com , Memuruz.biz , İzmirdenhaber.com , Sinifogretmeniyiz.com , İdealistogretmenler.com, Yenikampus.com , Yazarport.com " da da yayınlanmaktadır.

1 yorum:

  1. Çok güzel bir konu seçmişsiniz ve çok güzel ifade etmişssiniz
    elinize sağlık.

    YanıtlaSil

EĞİTİM İŞ İLANLARI

Sayfayı Paylaş